29 Oca
İzmirli Hekimin Büyük Başarısı
Kalp damar hastalıklarının görülme oranı son yıllarda oldukça artış göstermiştir. Bunun nedeni olarak ise; tıp alanının ve teknolojinin gelişmesi sonucunda insanın yaşama süresinin uzaması olarak gösterilmektedir. Özellikle ileri yaşlardaki hastalarda sık görülen kalp hastalıklarının başında aort hastalıkları gelmektedir.
Aort hastalıkları; 65 yaş üzeri hipertansiyon problemi yaşayan erkeklerde daha sıklıkla görülmekle birlikte; insan yaşamını ciddi anlamda tehlikeye atan hastalıklar arasında sayılmaktadır. Aorta; kalpten tüm organlara ulaşan atardamarların kaynağını oluşturan damardır. Aort anevrizması ise bu ana arterin damar duvarının çeşitli nedenler ile deformasyona uğraması ve zayıflaması sonucunda çapının genişlemesi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle 50 yaş üzerinde gelişen bu deformasyon süreci sonucunda aort damarının duvarı incelmekte zayıflamakta ve balonlaşabilmektedir. Kontrol altına alınmayan bu problem; aort damarının patlamasına neden olarak insanda hayati tehlikeye de yol açabilmektedir. Aort damarındaki genişleme 5 santimetreyi aştığında hastaya aktif tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler arasında günümüzde en sık tercih edileni endovasküler tedavidir.
Aort Anevrizması Tedavisinde Endovasküler Yöntem
Günümüzde tanı ve tedavi yöntemleri üzerinde yoğun çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar sonucunda risk faktörlerinin önüne geçilebilen, hasta için konforlu bir süreç sunan yeni yöntemler açığa çıkmaktadır. Birçok hastalığın tedavisinde açık ameliyata alternatif olarak daha küçük kesiler ile uygulanan tedaviler gerçekleştirilmektedir. Aort anevrizmasının aktif tedavi yöntemlerinde de açık ameliyata alternatif olarak damar içerisinden müdahale disiplinine dayanan endovasküler tedavi yöntemi uygulanmaktadır.
Endovasküler tedavi yöntemi; minimal düzeyde cerrahi kesiler ile kasık atar damarına girilerek uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Bu uygulama sırasında çoğu kez lokal anestezi uygulaması yeterli olmaktadır. Endovasküler tedavi yöntemi günümüzde aort anevrizması problemine; koroner kalp hastalığı, şeker hastalığı ya da akciğer hastalığının eşlik ettiği ileri yaşlarda da konforlu bir şekilde uygulanabilmektedir.
Aort hastalıklarında endovasküler tedavi uygulaması öncesinde birtakım tetkikler ile hasta muayene edilmektedir. Söz konusu tetkiklerin başında anjiyografi ve bilgisayarlı tomografi tetkikleri gelmektedir. Bu tetkikler sonucunda hastanın fizyolojik durumunun ve aort yapısının endovasküler tedavi yöntemi için uygun olup olmadığına karar verilmektedir.
Endovasküler Tedavinin Avantajları Nelerdir?
Endovasküler tedavi yöntemi; açık ameliyata göre ameliyat sürecinde hastaya ve doktora birçok avantaj sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemin avantajları şu şekilde sıralanabilmektedir;
- Genel anesteziye ihtiyaç duyulmamaktadır. Böylece anestezinin oluşturabileceği risk faktörlerinin önüne geçilmektedir.
- Büyük kesiler açılmasına ihtiyaç yoktur.
- Kan kaybı riski minimal düzeydedir.
- Hastanın yoğun bakımda kalmasına gerek yoktur ve hastanede kalış süresi kısadır.
- Ameliyat sonrası iyileşme süreci konforludur.
- Hastanın ameliyat kaynaklı kaybedilme riski minimum düzeydedir.
İlgili Makaleler
Küçük Melek Hayata Nakil Kalple Tutundu
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Servisi'nde doğuştan kalp kası bozulması ve..
Devamını OkuKalp Nakli Bekleyen Hastanın Hikayesi Film Oldu
DEÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Metin Biçer, kalp nakli bekleyen Yusuf Eneç’in 4 yıl boyunca yaşadıkları..
Devamını OkuCerrahi Derneği Başkanlığı
Prof. Dr. Oto, DEÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Kardiyovaskül..
Devamını Oku