Endovenöz Lazer Yöntemi

Derin Ven Trombozu Nedir?

Derin ven trombozu problemi; kan akımında yaşanan değişiklikler, damar duvarı yaralanmaları ve koagulasyon bozukluklarının neden olduğu, önlenebilen bir hastalıktır. Tedavi edilmediği sürece hastada hayati tehlike oluşturabilen derin ven trombozundaki en önemli faktör ise pıhtılaşma sisteminin bozulmasıdır. 

Bacaktaki derin toplardamarının pıhtıyla tıkanması olarak tanımlanan derin ven trombozu farklı nedenlerle oluşmaktadır. Uzun süre hareketsiz bir şekilde yatmak, gebelik, kanser tedavisi görmek, ideal kilonun üzerinde olmak ya da beyin ameliyatı geçirmek gibi nedenleri bulunmaktadır.

Derin Ven Trombozunun Belirtileri Nelerdir?

Hastada yüksek ateşe neden olmakla birlikte, bacakta ani şişme, kızarıklık ve hareketi kısıtlayacak şekilde ağrı hissi en belirgin bulgular arasındadır. Bununla birlikte problemin konumuna göre ağrı ve şişme belirtileri de farklılık göstermektedir. Geç komplikasyonlar arasında ödem oluşumu ve kramp şikayetleri ile birlikte trombozun bulunduğu bölgenin cilt yapısında deformasyon da görülebilmektedir. Derin ven trombozu tedavisinde gecikme yaşandığında ise bacakta sertleşme ve beyazlaşma görülmekle birlikte bacak soğumaya ve su kesecikleri oluşmaya başlamaktır. Aynı zamanda dolaşım sisteminin bozulması ile ülserler oluşmaktadır. 

Derin Ven Trombozu Nasıl Teşhis Edilir?

Ayrıntılı bir fizik muayene ve sonrasında Venöz Doppler testi ile tanı konulabilmektedir. Tecrübeli bir kalp damar cerrahına başvurmak doğru tanı konuşmasında büyük önem taşımaktadır. Derin ven trombozu probleminin ilk 48 saat içerisinde teşhis edilmesi uygulanacak tedavinin etkili ve başarılı olmasını sağlamaktadır.

Derin Ven Trombozu Tedavisi

Derin Ven Trombozu Tedavisinde Yeni Yöntemler

Erken derin ven trombozu olgularında günümüzde farmakomekanik tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem; son yıllarda özel olarak geliştirilen damar içi pıhtı parçalayıcı kataterler ile damara girilerek pıhtının dışarı alınması yöntemidir. Bu işlem sonrasında pıhtı eritici ilaç salınımını sağlayan bir katater 24 saat damar içerisinde bırakılmaktadır. 
İlk 48 saat içerisinde teşhis edilen derin ven trombozunun tedavisinde diz üstü ve karın içerisinde bulunan derin toplar damarda görülen pıhtı; kasıktan küçük bir kesi açıp özel bir balonlu katater ile girilerek temizlenmektedir. Pıhtının diz altında bir bölgede görülmesi durumunda ise pıhtı eritici ilaç sistemik olarak damara ulaştırılarak pıhtının erimesi sağlanmaktadır.

Derin Ven Trombozu Tedavisinde Yanlış Uygulamalar Nelerdir?

Doppler testi uygulanmadan teşhis konulması ya da yanlış teşhis konulmasının yanı sıra antibiyotik kullanımı ya da antikoagülan benzeri kan sulandırıcı ilaçların kullanımı ile yetinme tedavi sürecindeki yanlış uygulamalardır. Özellikle kan sulandırıcı ilaçların kullanımı var olan pıhtının yok edilmesinde etkili değildir. Doğru tedavi uygulamasının gecikmesinde hastanın bacağında şişme, ayak bileklerinde ülserler meydana gelebilmektedir. 

Gecikerek Gelen Hasta Kurtarılabilir mi?

EVET HALA BİR ŞEYLER YAPILABİLİR! 

Öncelikle hasta çok iyi bir fizik muayene ve ayrıntılı bir doppler testi ile değerlendirilmektedir. Geç dönemde pıhtı eritici ilaç uygulaması ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Hastanın total sağlık durumu ve pıhtı görülen damarın durumu değerlendirilerek hastanede yatırılmakta ve gerek sorumlu damarların bağlanma işlemi gerekse oluşan yaraların hızlı bir şekilde iyileştirilmesi sağlanmaktadır. 

Derin Ven Trombozu Tedavisi Sonrasında Uygulanması Gerekenler Nelerdir?

Derin ven trombozu problemi yaşayan hasta; ilk atak sonrasında mutlaka INR değerlendirmesi ile birlikte kan sulandırıcı ilaç kullanılmalıdır. Böylece yeni bir pıhtı oluşumunun önüne geçilmektedir. 
Günümüzde yenioral antikoagulan ilaçlar (YOAK) sürekli kan testi yapılmadan da uygulanarak hastaya konfor sağlanmaktadır.

Derin Ven Trombozu Tedavi Edilmez ise Ne Olur?

Bacaktaki şişlik kalıcı olabilmekte ve yaralar açılabilmektedir. Bununla birlikte akciğere pıhtı atarak ölüme neden olabilmektedir. Derin ven trombozu problemi ile bacakta şişme görülen hastada soluk almada güçlük ve göğüste ağrı hissediliyorsa akciğere pıhtı atma olasılığı mutlaka değerlendirilmelidir.